GELİŞİM ALANLARI
Çocuğu ve gelişimini tanımak bir bireyi bir insanı temelden anlayabilmemizi sağlar. Gelişim yaşamın ilk yıllarından başlar ilerleyen dönemlerini büyük ölçüde etkiler. Gelişimin tüm alanları ayrı ayrı incelense bile bütün olarak ele alınması gereken bir kavramdır.
Gelişim alanları beş ana başlıkta toplanır. Bunlar;
👉Bilişsel / Duyuşsal alan
👉 Psikomotor Gelişim alanı
👉Psikososyal / Duygusal alan
👉Dil Gelişimi
👉Öz Bakım Becerileri Gelişimi
Bu alanlar incelenirken dikkat edilmesi, değerlendirilmesi gereken önemli konular vardır.
Kalıtım ve çevrenin gelişim üzerine etkili olduğu, gelişimin belli bir sırayı takip ettiği, gelişimin basitten zora - ilkelden karmaşığa evrimleştiği, gelişim hızının her yaşta aynı olmadığı, farklılık gösterdiği, gelişim alanlarının birbiri ile etkileşim içinde olduğu ve birikimli bir süreç gerektirdiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu alanlara kısaca değinelim.
Bilişsel / Duyuşsal alan;
Biliş, çevremizdeki dünya ile etkileşimimizi, olanı biteni anlamamızı sağlayan, bilginin kullanılmasına, analiz edilmesine yardımcı olan süreçleri içine alan bir kavramdır. Algılama, kavrama, belleğe yerleştirme, anımsama, problem çözme vb. yetenekler bilişsel gelişimin getirdikleridir.
Psikomotor Gelişim alanı;
Gelişimin temeli büyümedir. Fakat büyüme ve gelişmeyi birbiri ile karıştırmamak gerekir. Büyümek, bedensel yapıdaki niceliksel artışlardır. Kemik yapısı, dişler, organlar hepsinin oransal değişimlerini kapsar.
Gelişme ise bir süreçtir ve görev ya da özelliklerin değişimini içerir. Büyüme erişkinliğe kadar devam eder, gelişme ise döllenme ile başlayıp ölüme kadar sürer.
Bunlarla beraber gelişim alanları içinde en belirgin gösterge Psikomotor alana aittir. Vücudunu kullanabilme, sıçrama, yuvarlanma, belli tempolara ayak uydurabilme gibi kaba motor gerektiren hareketlerin yanında, parmaklarını uyum içinde kullanma, takma, ilikleme, küçük delikten nesneleri geçirme gibi ince motor dediğimiz hareketleri yapabilmek psikomotor alanın içeriğinde yer alır.
Psikososyal / Duygusal alan;
Kişilik gelişimi sosyal bir çevre içinde olur. Benlik kavramı da sosyal etkileşimlerimiz sonucu ortaya çıkar. Ahlak anlayışı, duygu dünyasına paralel sosyal ilişkiler, topluluklarda alınan roller psikososyal alanla iç içe olan durumlardır. Yani sonuç itibariyle kişilik gelişimi bir anlamda da sosyal gelişimdir denilebilir. Her yaş döngüsünde çevre, aile ortamı gibi uyaranlar etkisi ile sosyal roller, davranışlar gelişim ve değişim gösterir.
Gelişimle birlikte duygusal tepkiler de farklılaşır. Daha komplike duygu durumları da baş göstermeye başlar. Birey hem kendi iç tepkilerini hem de karşılaştığı tepkileri anlamlandırmaya başlar. Çocukluk döneminde duygu yansımalarını gerçeklik olarak kabul edip doğru ya da yanlış etiketi ile yargılamamak gerekir.
Dil Gelişimi;
Dil en güçlü iletişim aracıdır. Türlü düşünceleri, duyguları, yargıları anlatma, öğrenmede, algıları, bilgileri, kültürü aktarmada kullanılan en önemli araçtır. Dil gelişimi kendini ifade ederken, duygu geçişlerini, öğrendiklerini anlatırken ya da soruları, kaygıları aktarırken etkili bir basamaktır. Kavrama, algılama , öğrenme yetisine doğrudan katkı sağlar. Bu nedenle de okul öncesi dönem dil gelişimi için kritik bir dönemdir.
Dil gibi karmaşık bir sistem çoğunlukla çocuk tarafından kendi kendine edinilmektedir. yapılan araştırmalar, çocuğun kullandığı dilin yetişkinleri model alarak öğrenmediğini ortaya koyar. Çocuk genellikle kendi gelişim ve bilgi düzeyine yakın olanların konuşmalarını ve dil yapılarını taklit eder.
Önemli araştırma bulgularından biri ise yeterli konuşma olmayan bir ortamda büyüyen bir çocuğun konuşmayı öğrenemediğidir. Dil gelişimi için dilin duyulması ve konuşmanın deneyimlenmesi gerekir.
Öz Bakım Becerileri Gelişimi;
Yaş gelişim düzeyine uygun olarak ilerleme gösteren ve hatta gelişime uygun kendini gerçekleştirme dürtüsünü de geliştiren alandır. Temeli okul öncesi dönemde atılır.
Çocuk kendine ait eşyaları toplayabilmeli, tanıyabilmelidir. Tuvalet becerilerini geliştirmiş olmalıdır. Yardımsız giyinebilmeli, yardımsız yiyip içebilmeli ve sofra kurallarını bilme gibi pek çok bireysel ihtiyacını kendi karşılayabilmelidir.
Ebeveynlerin ise müdahaleci olmak yerine çocuğa bu alanda fırsat vermeleri gelişimin ilerlemesinde önemli bir olgudur.
Bir sonraki postta görüşmek üzere 👋
Yorumlar
Yorum Gönder